Mahallenin güzel kızı!
Turgay Demir
Bizim futbol mahallemizin dört yakışıklı delikanlısı
vardır, bir de aralarına yeni katılan toy bir genç adam. Şampiyonluk denen
güzel kadına talip olabilmek diğerlerinin boyunu aşar bizim mahallede.
Fenerbahçe, Galatasaray bir parça önde, Beşiktaş hemen arkalarında, Trabzonspor
da onun ardındadır şampiyonluk sayılarında. Takibe katılan diğer delikanlı da
Bursaspor oldu iki sezon önce.
Böyle bir lig yarışında yeni heyecanlar bulmak,
derbiler dışında bir tat yaratmak hiç kolay değildir nitekim bizim başımızın en
büyük belalarından biri de bu kısırlıktır. Öncelikle Fenerbahçe-Galatasaray
rekabetine endekslenmiştir futbolumuzun geleceği ve tüm “yatırımlar” da buna
göre yapılır. Medyanın tavrı, hakemin düdüğü, federasyonun bakışı hep bu
rekabet ateşini harlamak adınadır.
Beşiktaş, mahallenin bu iki ağasına kafa tutmayı bir
gelenek haline getirmiştir neredeyse, Trabzonspor ise Anadolu’dan gelip
İstanbul efelerini yerle bir etmiştir.
Uzun sözün kısası bizim futbol mahallesinde
şampiyonluk yarışı denilince, istisnalar hariç akla bu dört takım gelir. Geçen
sezon öyleydi, önceki sezon, daha önceki, ondan önceki, daha da önceki v.s
İçinde bulunduğumuz sezon da bu anlamda, tarihe yeni
bir not düşme kabiliyetinde değil. Her ne kadar Kasımpaşa, Sivasspor gibi
takımlar zirveyi zorlar gibi görünseler de asıl yarış yine Beşiktaş,
Galatasaray ve Fenerbahçe arasında. Trabzonspor bu sezon yarışa erken veda etti
diyebiliriz. Avrupa’da destanlar yazarken ligde istediği sonuçları alamayan
Karadeniz Fırtınası, Mustafa Reşit Akçay’ın yerine Hami Mandıralı’yı göreve
getirerek bir anlamda kan değişikliği yaşadı. Bu kan değişikliği hastayı ne
kadar ayağa kaldırır onu hep birlikte görürüz ama mevcut durumda şampiyonluk
konusunda Bordo-Mavili muhabbet yapmak pek kolay değil.
Ligin ilk yarısında müthiş farklı bir performansla
öne çıkan Fenerbahçe devreyi en yakın rakibinden sekiz puan farkla önde
tamamlarken, mücadele anlamında destanlar yazarken, futbol kalitesini çok
yükselttiğini söylemek mümkün değildi.
Savunmada Caner ve Gökhan Gönül’ün kanat
bindirmeleriyle şahlanan Kanarya, ön taraftaki usta ayakları Webo, Emenike ve
Sow ile bulduğunu gol yaparak rakipleriyle arasına sıra dağlar koymayı başardı.
Kanarya’nın bu performansında dikkat çekici nokta hakem hatalarının genelde
lehine tezahür etmesi ve “son dakika” şansının yanında olmasıydı. Antalya,
Kasımpaşa, Erciyes başta bir çok maçın son saniyelerinde rakibin
değerlendiremediği pozisyonların dönüşünde gol bulan Fenerbahçe sıfır
çekebileceği beş maçtan 15 puan çıkardı.
Aynı Fenerbahçe’nin, tüm takımların çok daha sıkı
hazırlandığı ve düşme korkusunun rüyaları süslediği ikinci yarıda bu kadar
rahat gol bulmasını beklemek hayalcilik olurdu. Nitekim, oynanan dört maçta,
iki deplasman mağlubiyeti (Karabük, Sivas) Kanarya’nın eksenini kaydırırken,
koşarak gelen Beşiktaş ve Galatasaray’ın da iştahını kabarttı.
Bu manzara nedeniyle şampiyonluk yarışı yeniden
başlamış olup bu üç takımın tüm maçlarının final niteliğinde olacağını söylemek
gereksizdir beklide.
Fenerbahçe’nin en büyük silahlarndan Sow ve Webo bir
ay kadar sahalardan uzak kalacaklar, Galatasaray’ın içsel kavgaları yarışa
motive olmalarını biraz zorlaştırıyor gibi, Beşiktaş ise daha dar bir kadro ile
iyi motive olmuş durumda. Üstelik fikstür avantajı da Siyah-Beyazlılardan yana.
Bu noktada şunu belirtmekte fayda var, şampiyon olsa
bile Şampiyonlar Ligi’ne katılması mümkün olmayan Fenerbahçe yarışı bir namus
davası gibi görüyor. Beşiktaş ve Galatasaray ise ikinci olmaları halinde dahi
direkt Şampiyonlar Ligi’ne katılacaklarının farkındalar. Onlarınki de başka bir
heyecan dolayısıyla. Bu bakışla üç takımın da, kendine göre stresleri ve yine
kendilerine göre avantaj ve dez avantajları var. Hal böyle olunca kim şampiyon
olur sorusuna net bir cevap vermek mümkün değil. Ancak üç hafta önce herkesin
“Şampi..” gözüyle gördüğü Fenerbahçe artık o noktadan oldukça uzakta. 14 puan
geride kalınca yarıştan koptu denilen Beşiktaş da tam tersi artık hedefe
odaklanmış durumda. Galatasaray ona keza.
Yani… Yanisi şu; son düdük çalmadan, şampiyonluk
denen güzel kadının, kiminle nikah masasına oturacağını kestirmek zor. Hatta
imkansız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder