25 Şubat 2014 Salı

DAİLY SABAH'IN İLK SAYISINDAKİ DEĞERLENDİRMEM


Mahallenin güzel kızı!

Turgay Demir

Bizim futbol mahallemizin dört yakışıklı delikanlısı vardır, bir de aralarına yeni katılan toy bir genç adam. Şampiyonluk denen güzel kadına talip olabilmek diğerlerinin boyunu aşar bizim mahallede. Fenerbahçe, Galatasaray bir parça önde, Beşiktaş hemen arkalarında, Trabzonspor da onun ardındadır şampiyonluk sayılarında. Takibe katılan diğer delikanlı da Bursaspor oldu iki sezon önce.
Böyle bir lig yarışında yeni heyecanlar bulmak, derbiler dışında bir tat yaratmak hiç kolay değildir nitekim bizim başımızın en büyük belalarından biri de bu kısırlıktır. Öncelikle Fenerbahçe-Galatasaray rekabetine endekslenmiştir futbolumuzun geleceği ve tüm “yatırımlar” da buna göre yapılır. Medyanın tavrı, hakemin düdüğü, federasyonun bakışı hep bu rekabet ateşini harlamak adınadır.
Beşiktaş, mahallenin bu iki ağasına kafa tutmayı bir gelenek haline getirmiştir neredeyse, Trabzonspor ise Anadolu’dan gelip İstanbul efelerini yerle bir etmiştir.
Uzun sözün kısası bizim futbol mahallesinde şampiyonluk yarışı denilince, istisnalar hariç akla bu dört takım gelir. Geçen sezon öyleydi, önceki sezon, daha önceki, ondan önceki, daha da önceki v.s
İçinde bulunduğumuz sezon da bu anlamda, tarihe yeni bir not düşme kabiliyetinde değil. Her ne kadar Kasımpaşa, Sivasspor gibi takımlar zirveyi zorlar gibi görünseler de asıl yarış yine Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe arasında. Trabzonspor bu sezon yarışa erken veda etti diyebiliriz. Avrupa’da destanlar yazarken ligde istediği sonuçları alamayan Karadeniz Fırtınası, Mustafa Reşit Akçay’ın yerine Hami Mandıralı’yı göreve getirerek bir anlamda kan değişikliği yaşadı. Bu kan değişikliği hastayı ne kadar ayağa kaldırır onu hep birlikte görürüz ama mevcut durumda şampiyonluk konusunda Bordo-Mavili muhabbet yapmak pek kolay değil.
Ligin ilk yarısında müthiş farklı bir performansla öne çıkan Fenerbahçe devreyi en yakın rakibinden sekiz puan farkla önde tamamlarken, mücadele anlamında destanlar yazarken, futbol kalitesini çok yükselttiğini söylemek mümkün değildi.
Savunmada Caner ve Gökhan Gönül’ün kanat bindirmeleriyle şahlanan Kanarya, ön taraftaki usta ayakları Webo, Emenike ve Sow ile bulduğunu gol yaparak rakipleriyle arasına sıra dağlar koymayı başardı. Kanarya’nın bu performansında dikkat çekici nokta hakem hatalarının genelde lehine tezahür etmesi ve “son dakika” şansının yanında olmasıydı. Antalya, Kasımpaşa, Erciyes başta bir çok maçın son saniyelerinde rakibin değerlendiremediği pozisyonların dönüşünde gol bulan Fenerbahçe sıfır çekebileceği beş maçtan 15 puan çıkardı.
Aynı Fenerbahçe’nin, tüm takımların çok daha sıkı hazırlandığı ve düşme korkusunun rüyaları süslediği ikinci yarıda bu kadar rahat gol bulmasını beklemek hayalcilik olurdu. Nitekim, oynanan dört maçta, iki deplasman mağlubiyeti (Karabük, Sivas) Kanarya’nın eksenini kaydırırken, koşarak gelen Beşiktaş ve Galatasaray’ın da iştahını kabarttı.
Bu manzara nedeniyle şampiyonluk yarışı yeniden başlamış olup bu üç takımın tüm maçlarının final niteliğinde olacağını söylemek gereksizdir beklide.
Fenerbahçe’nin en büyük silahlarndan Sow ve Webo bir ay kadar sahalardan uzak kalacaklar, Galatasaray’ın içsel kavgaları yarışa motive olmalarını biraz zorlaştırıyor gibi, Beşiktaş ise daha dar bir kadro ile iyi motive olmuş durumda. Üstelik fikstür avantajı da Siyah-Beyazlılardan yana.
Bu noktada şunu belirtmekte fayda var, şampiyon olsa bile Şampiyonlar Ligi’ne katılması mümkün olmayan Fenerbahçe yarışı bir namus davası gibi görüyor. Beşiktaş ve Galatasaray ise ikinci olmaları halinde dahi direkt Şampiyonlar Ligi’ne katılacaklarının farkındalar. Onlarınki de başka bir heyecan dolayısıyla. Bu bakışla üç takımın da, kendine göre stresleri ve yine kendilerine göre avantaj ve dez avantajları var. Hal böyle olunca kim şampiyon olur sorusuna net bir cevap vermek mümkün değil. Ancak üç hafta önce herkesin “Şampi..” gözüyle gördüğü Fenerbahçe artık o noktadan oldukça uzakta. 14 puan geride kalınca yarıştan koptu denilen Beşiktaş da tam tersi artık hedefe odaklanmış durumda. Galatasaray ona keza.
Yani… Yanisi şu; son düdük çalmadan, şampiyonluk denen güzel kadının, kiminle nikah masasına oturacağını kestirmek zor. Hatta imkansız.